30 Kasım 2010 Salı

ABD 'nin Japonları Savaş Dışı Bırakması ve 2. Dünya Savaşı'nın Sona Ermesi




     6 Ağustos 1945 yerel saatle 08.15′te, ABD Hava Kuvvetlerine ait “Enola Gay” adlı B-29 bombardıman uçağı, Japonya’nın Hiroşima kentine “little boy” (küçük çocuk) adı verilmiş bir atom bombası attı. İnsanlık tarihi boyunca ilk kez Hiroşima’da kullanılan ve 15 bin tonluk TNT’nin patlayıcı gücüne eşdeğer bu atom bombası, resmi kaynaklara göre 140 bin kişinin ölümüne, onbinlerce insanın da radyasyondan ağır şekilde etkilenmesine neden oldu. Kentin yüzde 60′ı haritadan silindi, kent üzerinde 13 kilometrekarelik bir radyasyon bulutu oluştu.



    Hiroşima’ya bomba atılmasından üç gün sonra, 9 Ağustos 1945′te, bu kez Nagazaki kentinin insanları atom bombası ile tanıştı. Amerikan “Bockscar” isimli B-29 Superfortess uçağı, “Fatman” (Şişman Adam) adlı ikinci nükleer bombayı Nagazaki semalarından kentin üzerine bıraktı. Patlama gücü 21 bin tonluk TNT’ye eşit olan “ Şişman Adam”, ilk anda 100 bin kişiyi öldürdü.

Atom Bombasını taşıyan uçak...




     ABD tarafından Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları, 360 bin kişinin ölmesine, onbinlerce insanın da kalıcı yaralar edinmesine neden oldu. ABD, atom bombalarını Japonya’nın Pearl Harbor Limanı’na yaptığı baskının intikamını almak ve İkinci Dünya Savaşı’na son vermek için kullandığını açıkladı. Japonya, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarının ardından 14 Ağustos 1945′te Müttefik ülkelere teslim olduğunu açıkladı.



    Hiroşima, 6 Ağustos 1945′ten sonra, bir “barış şehri” olarak yeniden inşa edildi. Bombanın yıktığı alanda, ayakta kalan ilk bina “Hiroşima Barış Anıtı” olarak seçildi. Her yıl Hiroşima’da yaşamını yitirenler için anma töreni düzenleniyor. Bombanın düştüğü yer yakınında kurulan Barış Parkı’nda binlerce insan biraraya gelerek, bombalamada yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşunda bulunuyor.







İkinci Dünya Savaşı’nın sonuçları:
Ø Savaşın ardından Süper Güç olarak adlandırılan ABD ve Sovyet Rusya, dünya siyasetine hakim oldu.
Ø Diğer dünya devletleri bu iki devletin etrafında toplanarak yeni bloklaşmalar oluşturdular. Ayrıca bu iki güçten ayrı olarak “Üçüncü Blok” oluştu. Bloklaşmalar ilk kez “soğuk savaşın” başlamasına yol açtı.
Ø Sömürgeci devletlerin ağır bir biçimde yıpranmalarından dolayı sömürgecilik dönemi sona ermeye başladı.
Ø Sömürge haline getirilen birçok millet Türk Kurtuluş Mücadelesini örnek alarak, bağımsızlıklarına kavuştu. Bu devletlere Hindistan, Pakistan, Libya, Cezayir, Tunus örnek olarak gösterilebilir.
Ø Milletler Cemiyeti yerine, uluslar arasında güvenliği ve dayanışmayı sağlamak amacıyla Birleşmiş Milletler Cemiyeti adı altında yeni bir teşkilat kuruldu.

İkinci Dünya Savaşı sürerken Birleşmiş Milletler Yasası hazırlandı. Yasanın onaylanması ile 24 Ekim 1945 tarihinde Birleşmiş Milletler Örgütü kuruldu. Bugün Birleşmiş Milletlerin 176 üyesi vardır. Bu sayı gün geçtikçe artmaktadır.







Wikipedia

Japonların Pearl Harbor Baskını




    Japonlar güçlerine güveniyordu. En güçlü, en modern donanmanın ellerinde oluşu, Çin'in zengin bölgelerinin işgalini tamamlamaları ve Avrupa'daki karışık ve güvensiz durum Japonları Avrupa Uzakdoğu sömürgelerine saldırı arzularını körükledi. Endonezya(Hollanda Hindistanı), Pasifik adaları, Fransız Çinhindi, Burma ve Hindistan iyi bir hedef olarak namluda duruyordu. Ancak kolay gibi görünen bu harekât Japonlara göre güçlü ve resmen olmasa da Müttefik cephesine destek verebilecek bir Amerikan deniz filosu Pasifik'te bulunurken gerçekleştirilemezdi. Bu amaçla bir nevi Amerikan su üstü gücüne suikast olacaktı. Japonlar da Amerika kendini toparlayana dek, kızaklardan yeni binlerce tonluk savaş canavarları çıkarmadan evvel işgal işini bitirmiş halde muzafferiyetlerinin tadını çıkaracaklardı. Bu büyük görev amacıyla o güne dek denizlerde kullanılmamış büyüklükte bir hava gücü Amiral Nagumo'nun yönetimine verildi. Birçok savaş gemisi ve uçakları Oahu yakınına taşıyacak altı uçak gemisi hazırlandı. Torpil uçakları, Vals uçakları, yüksek irtifa bombardıman uçakları; gemileri yoketme işi, avcı uçaklarıysa Amerikan uçaklarını henüz yerdeyken imha için(Alman taktiği)uçak gemilerine yerleştirildi. Toplam 429 uçak kendine güvenle yola koyuldu... Başlangıçta, ABD savaşa doğrudan katılmasa da, İngiltere’ye büyük ölçüde ekonomik ve askeri malzeme yönünden destek sağlıyordu.



    7 Aralık 1941’de, bir pazar sabahı, Japon uçak gemilerinden havalanan yüzlerce avcı, torpido ve bombardıman uçağı, Hawaii Adalarından Oafu Adasında bulunan Pearl Harbor deniz üssüne geniş çaplı bir hava saldırısı düzenledi. Japonlar bombaladıkları 8 Dretnoddan 6'sını batırdı ya da kullanılamaz hale getirdi. Amerika donanmasına ait 3 uçak gemisi (CV-5 USS Yorktown, CV-6 USS Enterprise, CV-8 USS Hornet)nin seferde oldukları için bu saldırıdan kaçabilmesinden dolayı, Japonların bu hava taarruzu her ne kadar başarılı görünse de esasen Japonya açısından büyük bir şanssızlık olarak kabul edilmektedir.



     Pasifik Savaşları'nın ilerleyen aşamalarında, deniz savaşlarında hava gücünün belirleyici bir rol oynadığının kanıtlanması da göstermektedir ki, hava unsurlarını taşıyan Amerikan uçak gemilerinin zarar görmemiş olması, savaşın kaderi üzerinde yaşamsal bir rol oynamaktadır.
Yine de bu olay üzerine ABD Kongresi 8 Aralık 1941’de Japonya’ya savaş ilan etti. Kaçınılmaz olarak Japonya'nın müttefiki olan Almanya ve İtalya 11 Aralık günü ABD'ye savaş ilan etti. Bir gün sonra ise Japonya, İngiltere, Kanada ve Avustralya'ya savaş ilan etti.



     Pearl Harbor baskınıyla aynı gün, Taiwan (Formoza) adasından kalkan Japon uçakları Filipin Adalarına yönelik bir hazırlık saldırısı başlattı. Bu adalara hemen ardından Japon birliklerince çıkarma yapılarak işgal edildi. General Douglos MacArthur komutasındaki ABD ve Filipin güçleri geri çekilmek zorunda kaldılar. Japonlar 1942 Mayısın'da Filipinler'i ele geçirdiğinde 36 bin asker ve 25 bin sivil esir alındı.



    İzleyen aylarda Japon kuvvetlerinin ileri Harekâtı devam etti. Guam, Wake Adaları, Hong Kong, Malaya işgal etti. Malaya yarımadasındaki Singapur 1942 Şubat'ında Japonların eline geçti. Japon ilerlemesi, Brunei, Saravak, Borneo, Timor, Cava, Sumatra, Selebes, Yeni Britanya, Solomon Adaları, Yeni Gine’nin doğusu, Gilbert Adaları, Andaman Adası, ve Aleut Adaları'na kadar yayıldı.
Bu başarılar Japonya'ya, Güneydoğu Asya denizlerinde kesin bir üstünlük sağlamıştır.



http://www.rememberingpearlharbor.org/attack.html

       Wikipedia

2. Dünya Savaşına Kısaca Giriş


       3 Eylül 1939’da İngiltere ve Fransa’nın Polonya’yı işgal eden Almanya’ya savaş ilan etmesiyle başladı. Almanya, İtalya ve Japonya’nın oluşturduğu Mihver Devletleri ile Fransa,İngiltere,ABD ve SSCB’nin oluşturduğu Müttefikler dünyanın hemen her bölgesinde savaştı. 2. Dünya Savaşı topyekun bir savaştı,yani savaşa giren bütün ülkelerin tüm kaynakları ve insan gücü savaş için kullanıldı. Askerlerin yanı sıra milyonlarca sivil insan öldürüldü. Savaş Portekiz,İspanya,İsveç,İsviçre dışında bütün Avrupa’ya yayıldı. ABD,deniz filosunun Japon uçaklarına bombalanması üzerine Aralık 1941’de savaşa katıldı. 2. Dünya Savaşı Eylül 1945’te bitti. Bu savaşın sonuçlarından dünyanın pek az bölgesi kendisini kurtarabildi. Almanya’da Adolf Hitler’in diktatörlüğü,büyük can kayıpları ve büyük acılar pahasına yıkılabildi. Savaşın sonunda, SSCB ve bazı Doğu Avrupa ülkeleri yeni topraklar kazanırken, Japon ve İtalyan imparatorlukları yıkıldı.



26 Kasım 2010 Cuma

2. Dünya Savaşı'nın Nedenleri



Ø Birinci Dünya Savaşı’nı mağlup olarak bitiren devletlerle ağır şartlar taşıyan antlaşmalar yapılması,
Ø Almanya’nın Versay Antlaşması’nı uygulamak istememesi,
Ø Almanya’nın Versay Antlaşması’na göre askersiz olması gereken Ren Bölgesi’ne asker çıkarması,
Ø İtalya ve Almanya’nın yayılmacı siyaset gütmesi
Ø Japonya’nın Avrupa devletlerini Asya’dan çıkarmak istemesi.
Ø 1938’de Almanya ile Avusturya’nın Versay Antlaşması’na aykırı olarak bir devlet çatısı altında birleşmesi


1. Dünya Savaşı'nın sonunda Almanya yenilmiş ve ağır koşullar içeren bir antlaşma yapmak zorunda bırakılmıştı. Almanlar 1919'da imzalanan Versay Antlaşması'nın haksız maddeler içerdiğini ve yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorlardı. 1920'lerde büyük ekonomik güçlüklerle karşı karşıya kalan Almanya'da 1933'te Adolf Hitler önderliğindeki Naziler iktidara geldi. Hitler,bir yandan Versay Antlaşması'nın geçersiz sayılmasına çalışırken,öte yandan da silahlı kuvvetlerini yeniden toparladı.

1919'da barışı korumak ve uyuşmazlıkları çözümlemek amacıyla kurulan Milletler Cemiyeti,bu görevleri yürütebilmek için gerekli olan yaptırım gücünden yoksundu. ABD bu örgütün dışında kaldı; öbür üyeler arasında da kararlara uymayan devletlere karşı zor kullanma konusunda görüş birliğine varılamadı. Bu sorun, 1931'de Japonya'nın protestolara aldırmayarak Cin'in Mançurya bölgesini ele geçirmesiyle iyice açığa çıktı. Japonya 1930'lar boyunca gücünü arttırdı. 1935'te faşist Benito Mussolini yönetimindeki İtalyanlar,Etiyopya'yı işgal ettiler. Milletler Cemiyeti bu kez de etkin önlemler alamadı.
Bu zayıflıktan yararlanan Hitler, 1936 Mart'ında Almanya'nın Ren Irmağı'nın batısında kalan topraklarına askeri birliklerini gönderdi. Oysa 1925'te Almanya ile Milletler Cemiyeti arasında yapılan antlaşmaya göre bu bölgede hiçbir devlet asker bulunduramayacaktı. Milletler Cemiyeti bu konuda da protestolar dışında yaptırım uygulamadı. Ardından İtalya ve Almanya,İspanya'daki iç savaşta cumhuriyetçi yönetime karşı faşist General Francisco Franco'nun saflarında savaşmak üzere asker gönderdi. böylece yeni silah ve uçaklarını da denediler. Yeni toprak kazanımları ve dünya egemenliği için Almanya,İtalya ve Japonya, Berlin-Roma-Tokyo Mihveri diye adlandırılan bir ittifak kurdular. Bu yüzden bu ülkeler Mihver Devleri adıyla anıldı.
1937'de Japonya,Çin'e karşı topyekun bir savaş başlattı. Bir yıl sonra Almanya,Avusturya'yı işgal etti; ardından da Çekoslovakya'da Alman asıllıların çoğunlukta olduğu Südet bölgesi üzerinde hakkı olduğunu ileri sürdü. İngiltere ve Fransa,Çekoslovakya'yı Hitler'in bu isteğine boyun eğmesinin yararlı olacağına inandırdı ve Eylül 1938'de yapılan Münih Antlaşması'yla bölge Almanya'ya bırakıldı. 6 ay sonra Hitler başkent Prag'ı bombalayacağını söyleyerek gözdağı verince Çekoslovakya Almanya'nın boyunduruğuna girdi.
Almanya'nın sonraki kurbanı 1. Dünya Savaşı'nın ardından bağımsız bir devlet olarak yeniden kurulan Polonya'ydı. İngiltere ve Fransa bu kez Alman saldırısına karşı Polonyalılara yardım edecekleri konusunda kesin güvence verdiler. Almanya,Polonya'ya saldırınca da 2. Dünya Savaşı başlamış oldu.

2. Dünya Savaşı'nın Başlaması



    Polonya'nın İşgali

      Naziler o dönemin en güçlü ordusuydu. Danzig Sorununun diplomatik yollarla çözümünün uzun sürmesi üzerine Alman orduları 1 Eylül 1939 sabahı Polonya sınırlarını geçtiler. Yıldırım savaşı tekniklerinin ilk kez hayata geçirilişi olan Polonya Seferi, bu ülkenin toprak bütünlüğünü uluslararası platformda garanti etmiş olan Birleşik Krallık ve Fransa'yı harekete geçirmiştir. 3 Eylül'de Birleşik Krallık, bir gün sonra da Fransa, Almanya'ya savaş ilan etmiş ve seferberlik hazırlıklarını başlatmıştır. Ancak Alman panzer birlikleri, harekâtın ilk haftasının sonunda Polonya cephelerini yarmış ve geniş kuşatmalara girişmiştir. Müttefiklerin askeri bir müdahalesi için artık olanak görünmemektedir.



      17 Eylül 1939 günü, Sovyet Kızıl Ordusuna bağlı birlikler Polonya'nın doğu sınırlarından saldırırlar. İki ateş arasında kalan Polonya, 27 Eylül 1939'da teslim olur, direnen birlikler de 5 Ekim 1939 günü teslim olurlar.
      1940 yılının Haziran ayında Stalin, Baltık Ülkelerine gönderdiği notada, SSCB'ye yakın hükümetlerin işbaşına getirilmesini ister. Hemen ardından da Kızıl Ordu Litvanya, Letonya ve Estonya topraklarına girer. 14 Temmuz'da bu ülkelerde yaptırılan genel seçimlerle işbaşına gelen hükümetler SSCB'ye katılma kararı alacaklardır. Böylece I. Dünya Savaşı sonunda yeni Sovyet hükümetinin elinden çıkan bu topraklar tekrar kazanılmıştır ve bu topraklar SSCB'nin Baltık Denizine açılmasında, Leningrad limanının güvenliği anlamına gelmektedir.
      Baltık Denizi konusunda Stalin'in öngördüğü diğer bir önlem ise onu, Finlandiya hükümetiyle görüşmelere yönlendirecektir. Görüşmelere 9 Ekim 1939'da başlanmıştır. Görüşmelerden bir sonuç alınamayacağı kanısına varan Stalin yönetimi tarafından, 28 Kasım 1939'da, 1932 yılında imzalanmış olan saldırmazlık anlaşmasının tek taraflı olarak kaldırıldığı Fin hükümetine bildirilir ve 30 Kasım 1939 da Kızıl Ordu Finlandiya'ya saldırır. Bu hareket Paris ve Londra'yı, Moskava'ya karşı takınılacak tavır konusunda düşünmeye sevk etti. Birleşik Krallık hükümeti Moskava ile siyasal münasebetlerıni kesmeyı reddetti. Ancak her iki memleket halkoyunda Finlandiya lehinde şiddetli bir heyecan uyanması, Polanya'nın yok edilmesi sırasında Almanya'yla bir savaşı göze alabilecek kuvvette olmadıkları inancıyla hareketsiz kalmayı tercih etmiş Fransız ve İngiliz hükümetlerini, Finlandiya meselesinde harekete geçmeye zorladı. Her iki hükümet de SSCB'ye savaş ilan etmeden Finlandiya'ya 100.000 kişilik bir askeri kuvvet yollamak kararı aldılar. Böylece Fransa ve Birleşik Krallık küçümsedikleri Sovyet ordusuyla ve SSCB'yle, Almanya'nın yanı başında savaşmayı göze almış oluyordu. Ancak Sovyet Rusyadan çekinen İsveç veNorveç, müttefik kuvvetlerin kendi topraklarından geçmesine izin vermediler. Bu red, müttefiklerin çok hazırlıksız oldukları bir sırada Sovyet Rusya'yla savaşa girişmelerıne engel olarak ağır bir tarihi hatayı önlemiş oldu. SSCB'nin Finlandiya Seferi 6 Mart 1940'ta Finlandiya hükümetinin, Ruslar’la barış görüşmeleri için masaya oturmak zorunda kalmasıyla son bulacaktır.




Stalingrad Muharebesi



      1942’de Hitler, Karadeniz'le Hazar Denizi arasında bulunan Kafkasya petrol yataklarını ve bu bölgenin hemen kuzeyindeki Don ve Donets nehirleri arasındaki sahayı ele geçirmeyi hedefledi. Bu planın ilk adımı Mavi Operasyon kod adıyla bilinecektir. Mavi Operasyon, Alman ordularına Stalingrad ve Kafkasya yolunu açmak içindir. Mavi Harekâtının bu hedeflere ulaşmasından sonra Alman orduları iki grup olarak operasyonları sürdürdüler. Stalingrad kentinin ele geçirilmesi yönündeki operasyonlar, Stalingrad Muharebesi ile II. Dünya savaşı’nın dönüm noktalarından biri oldu.



     Stalingrad’ı kuşatan Alman birlikleri Rusların Uranüs Operasyonu kod adını verdikleri karşı taarruzla çembere alındı. Çemberi kırmak amacıyla Alman Don Ordu Grubunun giriştiği Kış Fırtınası Operasyonu ise Kızıl Ordu’nun karşı operasyonu (Küçük Satürn Operasyonu) ile başarısızlığa uğramıştır.
     Küçük Satürn Operasyonu’nun başarısının hemen ardından Kızıl Ordu, Satürn Operasyonu ile, Kafkasya’da zaten güçlükle ilerlemekte olan Alman ordularının geri bağlantısını kesmek amacıyla taarruzlara başlamıştır. Bu taarruzların durdurulamayacağı ortaya çıkınca Alman birlikleri 1943 yılının Ocak ayı başlarında Kafkasya’dan çekilmek zorunda kalmışlardır.
   1943 yılı ocak ayı ortalarına doğru daha kuzeyde Kızıl Ordu’nun giriştiği karşı taarruzlar sonucu, Don ve Donets bölgesi tekrar Rusların kontrolüne geçmiştir.




Normandiya Çıkarması (6 Haziran 1944)




    Normandiya kıyılarında beş bölgede çıkarma yapılmıştır. Bu bölgelere Utah, Omaha, Gold, Juno ve Sword kod adları verilmişti. 6 Haziran 1944 sabahı 5:55'de başlayan deniz ve hava bombardımanıyla çıkarma başlamış oldu.



    Müttefik kayıplarının en yüksek olduğu çıkarma bölgesi Omaha kumsalıdır. Diğer çıkarma bölgelerinde de, sert bir direnişle karşılaşılmasına rağmen ilerleme sağlanmış, yeterli derinliği olan köprü başları oluşturulmuştu.
26 Haziran 1944'te yoğun çatışmalardan sonra Amerikalıların eline geçen Cherbourg, ibrenin artık müttefiklerden yana döndüğünün açık göstergesidir. Kuvvet üstünlüğü artık yerine oturmuş, işlemeye başlamaktadır. Amerikan savaş sanayi Avrupa topraklarına oluk oluk akmaktadır. Cherbourg gibi derin bir liman, büyük teknelerin bile yanaşıp yüklerini boşaltmaları için uygundur. Müttefikler için böyle bir liman, tüm kan dolaşımının ana atardamarıdır.



     General Bradley’in Normandiya’daki ordular grubuna bağlı 3. Ordu’nun komutasına 1 Ağustos 1944’de General Patton atanır. Patton, müttefik ilerlemesi yönünden yeni bir soluk getirecektir.
      Hitler'in giriştiği birkaç karşı taarruz ise ağır kayıplarla sonuçlanmış, başarısız girişimler olarak kalmıştır.




wikipedia

http://www.itusozluk.com/gorseller/normandiya+%E7%FDkarmas%FD/13192

Doğu Cephesi



Hitler'in SSCB ile 1939'da yaptığı saldırmazlık paktının asıl amacı,Almanya'nın aynı hem batıda,hem doğuda savaşmak zorunda kalmasını önlemekti. 1940'ta Alman orduları Fransa'yı göçertip İnglizler'i Avrupa'dan sürünce Hitler, SSCB'ye saldırmaya karar verdi. Hızlı bir harekatla SSCB üzerinden Ortadoğu'ya inmeyi tasarlamıştı. SSCB'ye saldırı Napolyon'un 1812'deki başarısız Rusya seferinden bir gün önce 22 Haziran 1941'de başladı. Finlandiya,Bulgaristan,Macaristan ve Romanya da SSCB'ye savaş açtılar. Savaş başlangıçta Almanlar için oldukça olum gelişti. Almanlar sonbaharda Leningrad kentine, aralık ayında da Moskova'nın banliyölerine ulaştılar. Daha güneyde de Don Iramağı ağzındaki Rostov kentine ulaştılar,ama kış gelince Alman birlikleri yorulmuş, savaşma güçleri azalmıştı.
Ardından SSCB'nin karşı saldırısı başladı. Hitler'in tasarılarında bu harekatın kıl gelmeden tamamlanması öngörüldüğü için,Alman askerlerinin giysileri soğuk kış günlerine uygun değildi. Büyük kayıplar verdiler ve SSCB'nin içlerinde tutunabilmelerine karşın başlangıçtaki güçlerini bir daha kazanamadılar.



1942'de Hitler, Karadeniz ile Hazar Denizi arasında bulunan Kafkasya petrol yataklarını ele geçirmeyi hedefledi. Bir Alman ordusu ağustosta Maykop'taki petrol merkezine ulaştı. Daha kuzeydeki Stalingrad kentine yönelik saldırıları ise başarısız oldu. SSCB birlikleri kenti sonuna kadar savundu ve kış bastırınca karşı saldırıya geçtiler. 250 bin kişilik Alman ve Romanya birliklerini kuşattılar ve şubat 1943'te bu birlikler teslim oldu. SSCB'nin 2. Dünya Savaşı ,'nın en büyük kara çarpılmasındaki başarısı Almanlar'ı,Kafkasya'dan çekilmek zorunda bıraktı. 1943 yazı başlarken SSCB orduları Almanlar'ı geri sürdü ve 1944 balında Polonya'ya, çok geçmeden de Romanya'ya girdi. Bu savaşta SSCB büyük yıkıma uğradı ve yaklaşık 20 milyon insanını yitirerek 2. Dünya Savaşı'nda en çok can veren ülke oldu.

Almanya'nın Yıldırım Harekatı (Blitzkrieg)




    Yıldırım savaşı, II. Dünya Savaşı'nda Almanların savaş doktrinidir. Doktrinin amacı hızlı ve ani saldırılarla, düşmanın düzenli bir savunma kurmasını engelleyip sonra da hızlı bir şekilde yok etmektir. I. Dünya Savaşı'nda uygulanan siper savaşı yöntemine karşı geliştirilmiştir. Tankların, uçakların ve zehirli gazların gelişmesiyle siper savaşları terkedilmeye başlanmış daha çok hareketli savunmaya geçilmiştir. Almanların bütün savaş araçları bu doktrin üzerine üretilmiştir.
    Blitzkrieg doktrinin başarılı olabilmesi için dört önemli koşul vardı: iyi arazi, iyi hava desteği, iyi lojistik  ve iyi eşgüdüm. Sovyetlerde arazinin karlı ve çamurlu, lojistik desteğin de sıkıntılı olması yüzünden başarısız olan doktrin, batı cephesinde ise hava üstünlüğünün kaybedilmesi ve eşgüdümün azalması yüzünden başarısız olmuştur.





Wikipedia